abi

dudaklarım nasıl üşüyordu bir bilsen abi… birkaç gün sonra geleceği belli kar yağışını toplayan güneşin ışıkları iğne gibi batıyordu; burnuma, dudaklarıma… eve yaklaşırken bir şeylerin ters gittiğini anlamadım bile, annem yine komşularla toplaşıyor diye düşündüm. o kadar üşümüştüm ki moralim bozuldu, sobanın yanına kıvrılma hayaliyle eve yürüyordum, ama ev dolu olduğu için kıvrılacak bir yer bile bulamayacağım kesindi. bahçe kapısını açtım, merdivenlere doğru üç adım kalmışken çantamı omzumdan indirdim. daha sağ ayağımı basamağa dayamadan nilüfer çıktı yan kapıdan “mehmet ali abi ölmüş, biliyor musun,” dedi.
sinirlenmem saniyenin onda biri kadar sürdü belki. “ne saçma bi şaka bu, neden yapıyorsun?” dedim. saniye tamamlandığında bile buna inanmam mümkün değildi.
ayakkabılarımı çıkarmaktan vazgeçtim. açık kapıdan içeri doğru baktığımda önce hol, sonra da ev mezara dönüşmüştü abi…

aradan yıllar geçti, ama 87’nin aralık ayı beni arada bıraktı! hala o aradaymışım gibi hissediyorum bazen.

yaşasaydın bugün yeni bir yaş daha alacaktın. sana kızgın geçirdiğim bunca yıl boyunca her doğum gününü kutladım. aslında uzun bir süre ölmemişsin gibi yapabildim. elbise dolabında geçirdim cenazenin gelmesi için beklenen günleri. sonra cenazenin olduğu gün evden kaçtım, kayboldum. döndüğümde hala çıktığın seyahatteymişsin gibi davranmaya devam ettim: seni asla öldürmedim!

mezarına çok uzun süre hiç gitmedim, ilk kez babam öldüğünde… onu o kadar kıskandım ki! seninle uzun uzun sohbet etmeyi, duyduğu gururu gizleyemeyen, hatta taşıran cümleleriyle sana takılmayı çok özlediğini bilmeme rağmen kıskandım. ikinizi bir arada görmeyi özlemiş halde mezarınızda oturdum… cümlelerime baktım senin mezar taşına yazılan. ağladım, evet… ama ikna olmadım.

yine de seni öldürmedim! gittiğin yerde kaldın, ama ölmedin. böylece ben de yaşamaya devam edebildim. bir sürü şey oldu ben yalnız büyürken. sonra evlendim, oğlum oldu, adı ali. evet, senin gibi olsun diye, akıllı, duyarlı, merhametli, hevesli, başarılı, sevilen… çok sevilen. sonra ayşegül oldu. onlar kardeş kalabilsinler istiyorum abi… bizde yarım kalan onlarda sürsün. ali kız kardeşinin “abisi” olsun!

o yüzden… beni ömrümden soğutacak kadar yalnız bıraksan da, beni götürmeden gittiğin için kızıp sabah yola çıkarken öptüğünde uyuyormuş gibi yaptığıma deli gibi pişman olsam da, her yaptığımda onayını ya da kınamanı hissetsem de… doğum günün kutlu olsun.

iyi ki doğmuşsun… kısacık sürse de, iyi ki hayatımda olmuşsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder