bazı kuşlar kafese uçar


"korkarım sen yokken bomboşum," demeyi özlemek aşk.
"sen çok güzelsin," dediğinde inanmak.
gideceğinden korkmadan, öylece, olduğu gibi... gitmek istediğinde açık kapısından kafesin ona el sallamak, onu çıkardığın kafeste aşkını saklamak sonra da.
senin kalbine nasıl koştuğunu hatırlamak, hiç aklında yokken. onu çeken yola bakarak seni nasıl sevdiğini anmak.
"bi sona ihtiyacımız varsa bu sonuncu olsun," diyerek kapısını açtığın kafese sonsuzluğu sığdırmak aşk.
geldiğinde sebepsiz gülümsediğin gibi ağlamak belki giderse diye.
onu aradığının fakında bile olmadan sadece parmaklıkların arkasından baktığın başkalarının aşkını kendi kafesine almak, çırpınmak...
“unuttum sevilmeyi,” dediğinde “anımsa o zaman,” demesi aşk. bir kafeslik! içinde her şeyi yeniden öğrenmek, sebepsiz gülümseyerek… uykusuz sevişerek. hep varmış gibi her kuytuyu bilerek, en narin yerini bilirmiş gibi öperek.
gözkapağının içindeki gibi aşk, saklı… sen uyurken seyredeni çağıran. o uyurken senin seyrettiğin rüya aşk. öpersen uyanacak… biterse gidecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder