bi kitap yazdım!


bizi kendinden bıktıran son haftalarından sonra yerini yenisine bıraktı eski yılımız. mutlu muyuz?

çok değil 365 gün önce güle oynaya umutla karşıladığımız yıl bitsin diye son günlerini iple çektik… geçen yıl gelişini kutlarken aldığımız kararların kaçını uyguladık?

ne kadarını gerçekleştirebildik hayallerimizin?

bir yeni yıl yazısı yazmadım, tamam! birçoğunuzun kurduğunu bildiğim “kitabım olsun” hayali ile ilgiliyim daha çok.

kalem tutan, okumayı sevdiğini iddia eden, iyi yazdığına inanan herkesin hayali olabilir bu… benim de var böyle bir hayalim. ama peşin hükümlerle “herkes yazar olamaz” tespitine karşı belli bir tavrı olması gereken bir yayınevim de var öte yandan.

ben yazabileceğine inanan herkesin bir kitabının da olabileceğini düşünüyorum. bu onu yazar yapsa da yapmasa da…

günümüzde self publishing yöntemiyle bu gayet mümkün. hiç zor değil, biraz paranız varsa. ama bunun göz ardı etmemesi gereken bir de gerçek var:

paranız sizi sadece kitap sahibi biri yapar, yazar olabilmenizin tek yolu okurunuzun olmasıdır!

bir yazar adayının yazar olabilmek için neleri göze alabileceğini gösteren önemli bir durumdur parasını vererek bir yayıneviyle anlaşmak. ama self publishing sadece parası olanı yazar "yapmak" için değildir. yazdıkları için yazar olmayı umanların profesyonel bir yöntemle yayınevlerinin dikkatini çekebilmek için riski üstlenerek şanslarını/kendilerini deneme yöntemidir.

yazar olmaya duyulan hevesle kalemine duyduğu güveni profesyonel bir destekle sunulabilir hale getirmek, belki büyük yayınevlerinin dikkatini okunurluğunu ispat ederek çekmektir.

evet, self publishing yazarlığı garanti etmez. ama bir yayınevine dosya sunmanın en "doğru" yollarından biridir.

self publishing yöntemiyle ilk yayının riskini yazarıyla paylaşan yayınevleri öngörerek değil, birlikte hareket ederek kalem sahibine yazar olup olamayacağını gösterir. başarısına güvendiği yazarla da gerektiği gibi telifini ödeyerek çalışmaya devam eder.

burda layığıyla yapılmadığı için lekelenen self publishing, dünyada büyük yayınevlerinin alt markalar kurarak desteklediği bir dosya değerlendirme sistemidir.

ayrıca genel okur kitlesinin ilgisini çekmeyeceği halde ilgilisini kaynaktan yoksun bırakan akademik çalışmaların da self publishing yöntemiyle okunur materyaller olarak sunulabilmesi yadsınamayacak bir hizmettir.

yazarın menfaatine işleyen böyle bir yanı varken yayınevleri için de oldukça önemli bir eleme sistemidir self publishing.

çoğu zaman yazar adayının yazdıklarının iyi olması da yetmez yazar olabilmesine… yayınevinin kişi hakkında bilgi edinmesine, birlikte çalışma uyumu sağlayıp saylayamayacağını anlamasına da yarar. çoğu adayın dosyasını bir yayınevine verdikten sonra yaşayacaklarını bilmediği için yaşattığı sıkıntıların yazar olmasına engel olduğunu bilmeyen çok okur vardır. ama okurları için bir yazar yaratmak sanıldığından çok daha zordur. egosunun yeteneğine engel olduğu durumlarda bir adayı yazar olarak sunmak bile büyük risktir ve oluşturacağı maddi kayıp hiçbir yolla ödenemeyecek kadar büyüyebilir.

şimdi… self publishinge gereken önemi verebilmeniz için, söylemem gereken ne kaldı bilmiyorum! türk edebiyatına bunca yıldır yeni yazar kazandırmak adına yapılabilecek en önemli adım hakkında kalıplaşmış önyargınızı biraz silebilmiş olmayı umarak yeni yıl eskimeden en büyük hayalinizi gerçekleştirebilmenizi ve sonra bunun da kıymetini bilmenizi dilerim!

1 ocak 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder