ezberim bozuldu



bu kitap bitmeden uyumayacağım, diyorum bazen. her sayfa ekranın üzerindeki imlece yeniliyor… bittiğinde kitabın ardından anlattıklarını hissedebilecek gücüm kalmıyor çoğu kez. parmaklarım uyuşmuş, belim iyice bükülmüş, sırtım kesinlikle tutulmuş halde kalkıyorum sandalyeden. uyumaya karar vermişken bile odanın içine yayılmış kahve kokusunun ezici baskısına boyun eğerek fincanımı alıp mutfağa seğirtiyorum. ben artık “kitap bitmeden” uyuyamıyorum.

kimsenin hayatımda birkaç sayfanın belirleyeceğinden öte yeri olamıyor. benim gözlerim çok yanıyor. klavyemdeki harflerin boyası silindikçe ben beliriyorum. ekran ışığı yüzüme yansıdığı için görünebiliyorum artık, bedeline hazırım. neye değersem!

durmaksızın parmaklarımın altında şekil alan harflerin içinde kaybolana kadar yazıyorum bazen. hayat çelişkisine peşin peşin “pes” dediğim halde benimle savaşmasına engel olamıyorum. dudaklarım konuşamadığı için taşıyor acıyan gözlerimden akan yaşları. oysa her seferinde ağlamıyorum. çünkü gözyaşları en çok dolgun dudaklara yakışıyor. konuşmayı unutan dudaklara…

sakladıklarım ne kadar derinse haykırdıklarım da o kadar sessiz. duyulduğunda bu yüzden şaşırıyorum. isteyip de yapamadığım hiçbir şey kalmayınca alacağım bu hayatın bana olan kininin hıncını. onun boşa savaşını böyle atlatacağım, kayıpsız… onun ganimeti olmasın son nefesim diye!

madem ki dinlemiyor ilk kaybımda çekildiğim siperden cılız yalvarışımı. kendisi bilir…

şimdi kimse bana demesin “olmaz, yapma!”

ikna olmuyor bu hayat, denedim. barışçıl değil, kendi halindekilere tahammülü yok. var olmayı istemesen bile yerini bilmeni emrediyor. bulunduğun yerden memnun değilse, savuruyor hatta!

ben sağlam durmayı yeni yeni öğreniyorum. tutunduğumu saklamayı… şimdi bana demeyin “bu böyle olmaz!”

nasıl ki çekildiğimde yok olmayı başaramadım, o zaman bu savaşı kazanmaya mecbur kaldım!

uyuşmuş parmak uçlarımdan saç diplerime kadar “ben”im artık… bir sayfa daha kalacak hep kitaplarımın bitmesine, yeni sayfalar hep az önce ya okunmuş ya henüz yazmışım. okunsun diye çabalamayı yaşamaya çalışmaktan daha iyi başarabiliyorum diye kimse suçlamasın beni!

beni içinde görmeyi bu hayatın ta kendisi istedi…

o zaman kusura bakmayın ama maalesef, kimseden izin almadan yaşıyorum.



1 yorum:

  1. Çok güzel bir yorum olmuş. ellerinize sağlık.
    Gerçekten hayat bize sormuyor, önümüze hep seçtiklerimiz çıkmıyor.

    sevgiler


    Oya Kalender

    YanıtlaSil