sözlerini bilmediğin şarkıların ezgilerinde geziniyor
yüzündeki çizgiler… sana bakarken araba
teybinden inlediğini duyduğum adamın sesinin damladığını görüyorum gözlerinin
kenarındaki çizgilerin ucundan; özellikle birinden.
o şarkının ne dediğini ben de bilmiyorum.
ikimize de yabancı bi dilin içinde kendi kendini doğuran bi
şarkı bu. sonraki şarkının sözlerini, ezgisini, bana koskoca bir roman
yazdırdığını biliyorum. ama sıranın buna gelmesine izin vermeyerek defalarca
tekrar ettiğin o şarkı hakkında hiçbir şey bilmiyorum. o inleyen adamın neden
acı çektiğini… hem sonra bu şarkıyı neden daha önce hiç duymadığımı da
bilmiyorum. oysa o cd’deki diğer şarkıların hemen hepsi benim bir yerlerimde
çizgi…
en nihayetinde bi şarkı sadece tabii ki. ne sözlerini
göğsüme yazdıracağım ne ezgisi beynimde kalacak… unutacağız.
unutacağız kederli bi günde birlikte defalarca
dinlediğimizi. gün gelecek hafızamızdaki yerini anılarından sıyırıp
çıkaramayacağız. unutmak istediğimiz günle beraber şarkıyı da gömüp kim bilir
belki ilk kez duymuş gibi yapacağız.
çünkü sadece bi şarkı… dinlediğimiz.
senin sözlerin değil, bi daha hiç duyamayacağımdan
korktuğum…
benim sözlerim değil, dilim kopsa demeseydim dediğim…
kimseden de duymadık, sonsuza dek mutlu olacağımızı
söyleyen…
sadece bi şarkı.
ama senin gözlerinin kenarındaki çizgilerin birinden!
üstelik sen benim çizgilerimden damlayan her nameyi öperek silmişken…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder