mor çatı (iclal aydın'ın 16 kasım 2010 tarihli köşesinde yayınlanan...)

Kadınlar yıllardır şiddet görüyorlar! Evet, birdenbire girdim konuya, birçok kadının aniden suratına yediği tokat gibi gelebilir ilk cümlem. Olsun varsın. Farkına varmanız, ciddiye almanız için gereken neyse o yapılmalı çünkü!

Uzun süredir orası burası morarmış halde işe gelen arkadaşınızın sakar olduğuna inanmakla üstesinden gelemeyiz bu sorunun çünkü!

Mor Çatı 20 yıldır şiddet gören kadınların farkına varmamızı sağlamaya çalışıyor.

20 yıldır şiddet görenlerin sığınabileceği çatılar kurmaya ve o çatılar altında bizim suratını kapıya çarptığını söylediğinde inandığımız kadınları onarmaya çalışıyor. Desteğe ihtiyaçları var. Şiddet gören kadınların da Mor Çatı’nın da... Ama yine de kadınların şiddet gördüklerini saklamak zorunda hissetmelerine sebep olacak şekilde, onların inkârlarına inanarak, dövüldüklerine değil de bir yerlere çarptıklarına inanıyorsanız “bize destek olmayın!” diyorlar.

Etrafımızda birçok Ceyda, Emel, Serap, Aysel olabilir. Ne yapacağını artık bilemeyen, gelir ve eğitim seviyesi düşük adamların çaresizlikle ellerinde kalan tek şeyi, fiziksel güçlerini gösterdikleri kadınlar... Her şeyleri olup da tatminsizliklerini şiddet göstererek yansıtmak isteyen adamların karşısında çaresiz kalan kadınlar... Türlü sebeplerle, hayır; aslında sebepsiz yere şiddet gören kadınlar...

Kadınların toplumsal yeriyle ilgili bir sorun mu dersiniz bu? Ricardo Coler’in Kadın Krallığı isimli kitabını okuyorum. Toplumda erkeğin ast ve yetkisiz olduğu bir yer düşünün. Mosuolar’ın kadın egemen dünyasının anlatıldığı bu kitabın araştırma safhasında çıkan haberler oldukça ilgimi çekmişti. Şimdi Arjantinli gazeteci Coler’in anaerkil bir toplum hakkında yazdığı bu kitabı okudukça ben de dünyayı kadınlar yönetse her şeyin çok daha iyi yürüyeceğine inanmaya başladım. “Kadının boyunduruk altına alındığını düşünmek mi? Bu bölgede hayır. Evlenmek isteyen kadınlar? Yok. Babaya saygı duymak? Hangi babaya?”

***


Ricardo Coler’in deneyimlerinin dünya genelinde uygulandığını düşünme fikri hayalden öte geçemez tabii. Şu anda dünyaya egemen olmaktan, kadın krallığını ilan etmekten çok daha gerçek bir sorunla ilgilenmeliyiz. Hamile bir kadın Ümraniye’de sokak ortasında acımasızca dövülüp başına kurşun sıkılırken duruma kişisel olarak müdahale etmek zor olabilir. Komşumuzun sık sık çığlıklara ağladığını duymak ama kapısını çalıp yardım edip edemeyeceğimizi sormak da belki...

Şiddet içeren herhangi bir olaya müdahale etmek, taraf olmak için gereken güce bireysel olarak sahip olamayabiliriz. Ama Mor Çatı gibi şiddetin özellikli hedefi olan kadınların korunması ve onlara destek için çalışan kurumlara yardım edebiliriz. Ne mi yapabiliriz? Çok şey...

Mor Çatı’nın dayanışma merkezi ve sığınak çalışmalarını sürdürebilmesi için maddi destek sağlayabiliriz.

Mor Çatı gönüllüsü olmak için atölye çalışmalarına katılabiliriz.

Sağlık, iletişim, bilgisayar, çeviri gibi konularda destek verebileceğimiz gibi Mor Çatı arşivinin düzenlenmesine, bilgilerin güncellenmesine katkıda da bulunabiliriz.

Tüm bunların yanında Mor Çatı’ya kurumsal olarak da destek olabilirsiniz.

Kadına yönelik şiddet konusunda yaşama geçireceğiniz kurumsal sosyal sorumluluk projelerinizi Mor Çatı ile birlikte yürütebilirsiniz. Şiddet gören kadınların en büyük sorunlarından biri de şiddetten kaçarak kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalışırken kendilerine uygun bir iş bulmakta güçlük çekmeleridir. Onlara istihdam yaratarak ya da eğitim imkânı sağlayarak iş bulmalarını kolaylaştırabilirsiniz.

Mor Çatı 20 yıldır kadınların şiddet görmediği bir dünya için çalışıyor. Artık sizin de bunun için bir şeyler yapma vaktiniz gelmedi mi sizce?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder